21 March, 2007

Queen


dün gece bilgisayar başında takılırken birdenbire uzun süredir queen dinlemediğimi fark ettim ve bir bohemian rapsody klasiği ile başladık işe...bir baksam ki saat gecenin 03:00'ünü vurmuş ben hala killer queen falan takılıyorum...çok büyük insan olduğunu yeniden keşfettim sanki mercurynin... ergenlik döneminden beridir ilk defa hakkını vererek dinlemişiz boru mu... sonra netten araştırmaya koyuldum, son hallerinin fotolarına ulaştım, hüzünlendim bayağı...o sahnede enerji küpü olup da wembleyi yerden söküp çıkarırcasına live performans veren adam eriye eriye gitmiş bu diyardan...long live queen...

15 March, 2007

Kirli Sırlar (The Good Shepherd)

Son zamanlarda izlediğim en güzel film...Robert De Niro'nun yönetmenliğini yaptığı ve Joe Pesci gibi bir aktörle çok az rol alarak da oynadığı muhteşem bir CIA ajan,istihbarat filmi... CIA'in yeniden yapılanması ve Counter Intelligence departmanının kurulmasını çok sakin, sinsi ve içimize sindire sindire işlemiş De Niro... Matt Damon gene Good Will Hunting'teki gibi süper oyunculuğundan bir demet yapıp bizlere sunarken, güzeller güzeli Angelina Jolie de önceleri çılgın genç kız, sonra da mutsuz ev hanımı rolünü mükemmel oynamış... Kesinlikle mesai ayırın ve izleyin bu filmi... Üstüne de dostlarınızı zorlayın da izlesinler yahu...

Palop,AZ Comebacks...

***Futbol bu kadar güzel birşey işte...Geçen sene ortalığın tozunu dumanını attıran Sevilla UEFA Kupası'na uzanırken şehrin yeşil-beyazlı kanadı öfkeden yerinde duramıyordu...Aynı Sevilla şu günlerde de La Liga şampiyonluğu için Barça ile kıyasıya bir mücadele içine girmiş durumda... Aynı anda da UEFA Kupasında yoluna devam etmekte...4.turda bu gece Shaktar'ı inanılmaz bir biçimde elediler...2-2lik ilk maç sonrası Donetsk, kurt Luce ile turu geçer diyordum ama Palop fenomeni gece vakti sahneye çıktı...2-1 mağlupken Sevilla son saniyede Palop golünü çaktı ve uzatmalarda Sevilla çeyrek finalist oldu...Yoksa Betisliler sezon sonu gene ağlayacaklar mı?

***AZ Alkmaar Şükrü Saracoğlu'nda tek pasa dayalı güzel organizasyonel oyununu oynadığında futboldan zerre kadar anlamayan spor yazarları "Ulan bu takıma mı elenecek F.Bahçe,yuh size..." tarzında yazılarla donatmışlardı köşelerini...Efendiler Hollanda altyapı lobisinin, ne denli sağlam olduklarını hala anlayamadan at gözlükleri ile devam ettiriyorlar mesleklerini tabi...Aynı AZ geçen hafta İngilizya'nın kuzey kanadında bol star oyunculu Newcastle önünde 4-1 mağlupken de "Bak gördünüz mü bu AZ 5 para etmez takım" nidalarıyla kesin inlettiler ortalığı eminim...Bu gece noldu ey çok bilmiş efendiler... AZ çeyrek finalist oldu,sistem takımı nasıl olur, organizasyona dayalı top nasıl oynanır gene de anlamaz bu fosil tipli spor yazarları ama biz gene de ispatımızı yapalım...Aferim AZ'ye...

Milano Derbisi






Efendim Milano derbisinde 2.randevu bu pazar gerçekleşti...Sicilya derbisinde ölen polis memuru ardından doğal olarak güvenlik önlemlerinin cılkını çıkaran İtalyanlar derbyyi yıllar sonra ilk defa gündüz oynattılar...Ama gece de oynatsalar fark etmezdi,bu sezon açık ara nerazzurilerin senesi çizmede... 0-1'den geri gelirken takımın güveni tamdı ve bu tv ekranlarında açıkça belli olmaktaydı...Ronaldo'nun attığı gol aslında çok manidardı, Interden 5 sene önce ayrılırken kötü ayrılmıştı, curvaların nord olanı nefret ile beklemedeydi kendisini, kilolarıyla Milano'ya dönen Ronaldo ise tam da Curva Nord'un önündeki kaleye sol ayakla füzesini yolladığında sarsıldık tabi ki...Ancak sezon başından beri Serie A'da hep Ibracadabra son sözü söylemişti ve 2.yarı 1 asist+1 gol ile Interistileri uçurdu...